Antifaşist işçi ve hiphop sanatçısı Altın Şafak üyesi naziler tarafından Pire’de katledildi.

Yunan polisinin Altın Şafak’ın uyguladığı bu ‘Nazi şiddetini’ önlemek için hiçbir şey yapmaması elbette şaşırtıcı değil. Zira Yunan kapitalistleri, hükümeti ve Ortodoks kilisesi tarafından desteklenen ve sol militanlara, emekçilere, yoksullara acımazsızca saldıran Altın Şafak isimli – açıkça neo nazi olduğunu ilan etmiş – bu oluşuma polislerin de yarıdan fazlası oy veriyor. Göründüğü kadarıyla birkaç gün önce 8 Komünist Parti (KKE) üyesinin de acımasızca saldırıya uğradığı bu yerde tanınmış bir solcu olan ve metal işçileri sendikası üyeliği de bulunan bu hip-hop sanatçısına yapılan saldırı polisin doğrudan katılımı olmasa bile yardımıyla gerçekleştirilmiş bir tuzak olarak adlandırılabilir.
Hükümetin verdiği büyük finansal destekler ve kıyaklarla ayakta kalan ana akım medyanın bu olayı manşetlerine “futbol tartışması sonucu meydana gelmiş bir kavga” olarak taşıması ya da hiç taşımaması aynı şekilde sürpriz değil. Sonuç itibariyle yine aynı medya Altın Şafak’ın işlediği nefret suçlarını “sistemin yetersizliklerine karşı bir muhalefet” olarak adlandırıyor, aynı Altın Şafak’ı geleceğin iktidar ortağı olarak tanımlaması gibi. Elbette bu medya sahibinin sesini dinliyor; yani armatörleriyle, gemileriyle, banka ve hotelleriyle sağcı hükümeti ve onun sokaktaki haydut uzantısı Altın Şafak’ı. Aynı Altın Şafak onlar için aslında emekçi haklarından kurtulmak ve Yunanistan’ı milliyetçi ve dindar boş laflarla idare edilen bir çalışma kampına çevirmek için bir “Altın Fırsat”.
Ancak şunun bilinmesi lazım ki anarşistlere, işgalcilere ve emekçilere yaptıkları bu büyük saldırılardan sonra dahi hükümet ve onun nazi ortakları için zor günler yaşanmaktadır, zira son gelişmekte olan öğretmen ve hastane emekçileri protestoları harekete yeni bir soluk katmıştır.
Ek bilgi için, twitter: @antireport, #antireport, #KillahP